22 Nisan 2010 Perşembe

Deniz Türkali'den Başbakan'a Mektup


Sevgili Başbakan,

Kürt açılımı yahut demokratik açılım, adı her neyse (zaten birbirinden ayırmaya pek imkan yok) konusunda sanatçılarla konuşmak onların görüşlerini almak istediniz. Ben bir sanatçıyım. Ve benim de size söyleyeceklerim var. Bir iktidara en gerekli şeydir, doğru dürüst muhalefet. Sizin iktidarınızın büyük eksiklerinden biri sanırım bu. Ben demin de söylediğim gibi sanatçıyım, kadınım ve olması gerektiği gibi muhalifim.

Üstelik hiçbir iktidara talip bir muhalefet olmadığım için sanırım, “tedirgin olmadan” çok rahat kulak verileceklerden biriyim. Sanatçılarla görüşme isteğiniz, sizin de ihtiyacınızın bu olduğunu belli ediyor.

Kürt açılımı yahut demokratik açılım, adı her neyse, Güneydoğu’da savaş devam ederken, Kürtlerin partileri (kaçıncı sefer unuttum) bir kez daha kapatılmışken, nasıl mümkün olacak? Bence ancak şöyle: Onunla görüşmem, öbürünü muhatap almam demekten vazgeçip (en muhatap alınacaklar neden bertaraf edildi, ayrı bir konu) bu savaşı ne durduracaksa, barışa kimin katkısı olacaksa, bir an önce harekete geçip “gerçek” bir barış sağlamakla.

Çoğunluğun oyları ile iktidara gelmiş bir hükümetin “demokratik yönetimi”, azınlığın kendini özgürce ifade etmesine olanak sağlamaktır. Oysa yaşadığımız ülkede hiç de böyle olduğu söylenemez. Demokratik açılımdan söz ediyorsunuz. Bir yandan savaş sürerken, bir yandan da azınlıkların bir kısmına (Ermeniler) kapı göstermeniz, hangi “açılım” samimiyetinin göstergesi olabilir?

Savaş içinde büyüyen çocukların taş attılar diye hapislere tıkılması, işkence görmesi, Filistin’deki çocuklara (haklı olarak) ağlayan siz Başbakanın vicdanını sızlatmaz mı? Kadınlara, eşcinsellere, travestilere yönelik ayrımcılık ve şiddet demokrasi isteyen, vaat eden bir Başbakan olarak ne önlemler düşünüyorsunuz? Sağlık Bakanlığı’nın sperm bankasından alınacak spermin milliyeti konusundaki önlemine, ne diyorsunuz sevgili Başbakan?

Sevgili Başbakan, samimiyetle ifade edeyim ki, eğer bu açılım meselesini ortaya atmasaydınız bu soruları size yöneltmek aklımın ucundan bile geçmezdi. İnanın geçmişte hiçbir başbakana bir satır yazmışlığım yok. Ama iyi ki yaptınız. Ben de bu soruları size sorma fırsatı buldum. Biliyorum işiniz zor çok zor ama Başbakanlığa da sizi ben zorlamadım. Ne diyeyim? Kolay gelsin sevgili Başbakan...

Not: Kediler dünyanın en harika yaratıklarıdır. Leonardo Da Vinci’nin onlara “Dünyadaki en mükemmel canlı” dediğini duymuş muydunuz?

Deniz Türkali

Radikal Gazetesi - Radikal 2